Uraz Kaygılaroğlu, 2.7 milyon takipçisi bulunan Instagram hesabında yaptığı bir paylaşımla 96 yaşındaki dedesi Hasan Kaygılaroğlu’nun hayatını kaybettiğini duyurdu. Babası Mehmet Ali Kaygılaroğlu’nu 4 yaşındayken kaybeden ve dedesiyle büyüyen Kaygılaroğlu, duygusal mesajında şu ifadelere yer verdi:
Dedeciğim, biriciğim, güzel yüreklim. Sen benim tanıdığım en dürüst, en kıyak insandın. Meyven, kabak çekirdeğin, aksiyon sineman tamamsa başka bir şey aramazsın. Birisi seninle inatlaşmadı mı, tane tane anlattı mı kızmaz, anlarsın. Sabah şöyle bir 5-10 km yürüdün mü tamam. Akşam vaktine doğru bir kaç el tavla, bitti gitti.
“MENDİL, ÇORAP SATMIŞSIN”
“Anlatırdın hep. Savaş görüp, 16-17 yaşlarında İstanköy’den kayıkla Bodrum’a yanaşmışsın. Akrabaların varmış Çukurcuma’da, onların yanına gidene kadar sokaklarda kalmış, mendil, çorap satmışsın. Bir başına İstanbul’da yaşamayı başarıp anneanneme göz koymuşsun. Bir oğul ve bir kız çocuğu sahibi olmuş, onlara da aslanlar gibi bakmışsın. Anneannem kazandıklarını değerlendirmiş, sen hep çalışmışsın. Mahmutpaşa’da esnaf olmuş, bu sefer çorap makinası ve iğnesi satmışsın (ne ilginç bir meslek diye düşünmeden edemezdim).”
Buradan sonrası da benden olsun. Beni bir hafta sonu parksız, bisikletsiz bırakmadın. Tavla oynamayı, iyi insan olmayı, dürüst yaşamanın anlamını sen öğrettin. Çalışkanlığı da sende gördüm, emekliliğin tadının nasıl çıkarılacağını da. Bayram namazına da seninle gittim, teravih namazına da. Sonra gitmeyi bırakınca da kızmadın. Açık fikirli adamdın, onaylamadığın şeye ‘Keşke yapmasan’ der, karışmazdın. En azından bana. Hep güvenir, sırtımı sıvazlardın. ‘Akıllı çocuksun’ diye severdin beni. Ben de seni çok severdim dede, çok.
“DEDE OLDUN, BABA OLDUN”
“Burgere de sen götürürdün, sahilde kayıkçı arkadaşlarının yanına da. Fenerbahçe mahallesinde Hasan’ın torunu olmanın imtiyazlarını yaşattın bana. Dede oldun, baba oldun. Herkese oldun, bir bana değil; kapın, sofran hep açıktı. Eski alışkanlık herhalde, herkese çorap hediye ederdin. ‘Bir insan bu kadar meyve yer mi arkadaş?’ diye hayret ederdik kuzenlerle. Bir de 96 yaşındasın diye mi ne, hep ‘hiç ölmeyecek herhalde’ diye gülerdik aramızda. Seni çok seviyorum dedem, Allah rahmet eylesin.”